Akbelen’de 3. Kez Keşif

Arif Ali Cangı

İkizköylülerin Avukatı

08.08.2022 annemin aramızdan ayrılmasının 4. yılıydı.

Özlem hiç bitmiyor. Sevgiyle anıyorum. Doğanın koynunda rahat uyu anneciğim.

O gün aynı zamanda önemli bir doğal alanın korunması mücadelesinin önemli bir aşamasını yaşadık.

Milas-İkizköy-Akbelen Ormanını Yeniköy, Kemerköy Termik santralleri için kömür ocağı haline getirme izninin iptali davasında 3.kez keşfe gittik.

Akbelen ormanınındaki kesimi önce İkizköylüler durdurdu. Yeniden kesime gelmesinler diye 17 Temmuz 2021 tarihinde orman girişinde nöbet direnişi başladı. Bunun ardından davada yürütmeyi durdurma kararı verildi. Yani Akbelen ormanı halen yerinde duruyorsa bu İkizköylülerin meşru ve fiili sahip çıkmaları sayesinde gerçekleşti.

Mahkemenin verdiği yürütmeyi durdurma kararı, keşiften sonra değerlendirilmek üzere geçici olarak verilmiş bir karardı. İki kez keşif yapıldı, yürütmeyi durdurma kararı uzatıldı. Yürütmeyi durdurma yeniden uzatıldı ve 08.08.2022 Pazartesi günü 3.kez keşif icra edildi.

Birinci keşif, hiç karşılaşmayacağımız türden olmuş, keşfi yapan hakimin hakaretlerine maruz kalmış, hakimi reddetmiş ve şikayette bulunmuştuk.

01.03.2022 günü yapılan ikinci keşif günü Resmi Gazetede yayımlanan Maden Yönetmeliği değişikliği ile zeytinlik alanlar elektrik enerjisi için madencilik faaliyetine açıldı.

Yönetmeliğin Akbelen için yapıldığı yönündeki haklı kuşkularımızın doğru olduğu daha sonra yaşanan olaylarla ortaya çıktı. YK enerji hukuka aykırı yönetmelikte bile yer alan izin alma gereği duymadan 31 Martta zeytinleri sökmeye kalktı, yine ikizköylüler ile onların dostlarını karşısında buldu, söküm durduruldu, sökülen ağaçlar yerine dikildi.

Üçüncü kez yapılan keşif öncesi bizi başka sürprizler bekliyordu. Yasaya açıkça aykırı olan yönetmeliğin yürütmesinin durdurulmasına ilişkin Danıştay 8. Dairesi kararı “8 ve 10. dairenin ortak heyeti tarafından verilmesi gerekir” şeklindeki adeta kılıf niteliğindeki gerekçe ile İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından kaldırıldı. YK Enerji Zeytincilik Kanunu değiştirme kulislerini yoğunlaştırdı, çantalarında tekliflerle ana muhalefet partisi liderine gittikleri basında yer aldı. Bu şekilde bütün çabanın arkasında yatan amacın Akbelen Ormanını linyit madeni ocağına çevirmek olduğu ortaya çıkmış oldu. Bir başka sürpriz de termik santralde ve maden ocaklarında çalışan işçilerin örgütlü olduğu sendikaların işverenle birlikte örgütledikleri keşfe müdahale girişimiydi.

Açlıkla terbiye edilmek istenen emekçilerle karşı karşıya gelmemiz için tezgah kurulmuştu. Keşif Işıkdere Maden sahasında başlatılmak suretiyle otobüslerle getirilen ellerinde pankartlar ve dövizler olan işçiler keşif heyetini karşılaması, hazır edilen yandaş medya ile kamuoyuna bir görüntü verilmek isteniyordu. Belki de Akbelen savunucularına zarar vermek amaçlanmıştı.

Ama biz bu oyuna gelmedik, akşamdan, gelecek destekçilerimizle provokasyona gelmemek için hazırlıkları yaptık.

Sabahleyin mahkeme heyetine de durumu anlattık, epeyce bir tartışma sonunda keşfe Akbelen Ormanının tepe noktasından, yürütülen madencilik sahasının tüm çıplaklığı ile görüleceği noktadan başlanmasını sağladık. Akbelen Ormanı girişinde yaşam savunucularının duruşu muhteşemdi.

40 derece sıcakta keşif asırlık Zeytin ağaçlarının gölgesinde başladı. Sökülmek istenen bu ağaçlar, kendilerini sökmek için can atanları da gölgesine aldı.

Zeytin ağaçlarının gölgesinde, davacı İkizköylüler, uzmanlarımız ve biz avukatlar olarak davanın tüm boyutlarını anlattık. Hele müvekkillerin sözleri, yüreklerinden gelen, orada yaşayan tüm canlıların çığlığı gibiydi. Ağustos böcekleri çığlığımıza katıldı, küçük bir yılan, söylenenleri duymuş gibi selam verdi geçti. Anlatımlarımız karşısında davalı idareler sus pus, katılan YK enerji telaş ve öfkeye kapıldı.

Ardından orman içindeki Ekizköy Mahallesi gezildi, oradan da şirketin ısrarla gitmek istediği, tarihi Işıkdere Mahallesini yerle bir eden maden sahasına gidildi. Orada bizi sabahtan beri bekletilen emekçi kardeşlerimiz karşıladı; “İş, aş, ekmek yoksa barış da yok” “Erbay (Milletvekili) şaşırma, sabrımızı taşırma” vb. sloganlarla protestolarla keşfe devam ettik. Dönüşte fiili saldırıya kalkışanlar da oldu, neyse ki fiilen temasımız olmadı. Sendikacılığı bir kez daha tartıştık kendi kendimize. Oradaki keşif incelemesinde şirketin uzmanları konuştular. Biz bu alanın sağlıklı olmadığını söyleyerek yukarıda söyleyeceklerimizi söylemiştik. Şirketin uzmanları arasında bulunan koca koca profesör unvanlı hocaların hali gerçekten çok üzücüydü. Orman Mühendisi hoca, kızılçamın “işgalci” olduğunu, çok değerli olmadığını, dolayısıyla kızılçamla kaplı Akbelen ormanının enerji için madenciliğe feda edilebileceğini söyledi. Elektrik Mühendisi hoca, Yeniköy Kemerköy termik santralleri kapanırsa karanlıkta kalacağımız korkusu yayan bir konuşma yaptı. Madende çalışan uzmanların anlattıklarından söz etmeye gerek yok. Biz de keşif heyetine şimdi yerinde kömür karası ve toz yığını olan Işıkdere Köyünü ve yok edilen yaşamı anlattık, oradaki tarihi varlıklardan söz ettik, yatağı değiştirilen Kocadere’yi , derenin suyuna karışacak kapkara su birikintilerini gösterdik.

Son noktamız köyün üstündeki tepe noktaydı. Oradan ova, orman ve doğal örtünün yok edildiği, kelleştirilmiş maden sahası çok net görülebiliyor. Tutanak tutulurken, bir yandan oluşan rahatlama ile sohbetler, bir yandan açlığı bastırmak için civardaki yemiş ağaçlarına yönelmeler. Tutanağın imzalanması ile yaklaşık 7-8 saat süren keşif sona erdi.

Akbelen’de üçüncü kez yapılan keşifte her şey konuşuldu, her şey görüldü, bundan sonrası bilirkişilerde. Onların bilimsel doğruluklarına, dürüstlüklerine güvenmek istiyoruz.

Yorucuydu ama önemli bir işi daha bu şekilde tamamladık. Bu işte, karınca kararınca, doğa için, yaşam için katkımız olduysa ne mutlu bize.

İkizköylüler ile birlikte #AkbelenOrmanınıVermeyeceğiz sloganına katılmanın iç huzuru ile….

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir